sana söyleyecek öyle çok şey biriktirdim ki sevgilim
sen ki aslında hayatımın bütün gizlerini bilirsin
istisnasız dolu taneleri yağdığında toprağıma
tozuma karıştığında yediveren gülleri
rüzgarın süpürdüğü kırıntı izlerini
içimde kalmışlıkları, ölmüşlükleri
topyekün sevgileri ve
ruhumun saklandığı yeri bilirsin sevgili
peki ya ben
makamı unutulduğu sanılan mânâ yurdunda
en bulutlu şarkılarda ağlak bir nakaratken
bestelenmeye gebeyken hıçkırıkların
aradaki mesafeyi kapatmak için zaptederek notaları
ruhunun gölgesini görmüşken hüzzamında tenimin
söylesene sevgilim seni başka türlü nasıl bilirdim
kirpiklerim artık elele tutuşmayı bırakmalı
aralanıvermeli ölü göz kapaklarım
şimdi her zamankinden daha çok birlikte olmalıyız
aydınlatmalıyız zifir bir karanlığı
sevdanın elleri toplamalı cennet bahçelerinden geçerek
cehennem kenarında yanmadan çiçeklerimizi
yenisinden iki yaprak fazla eskisinden bir çekirdek eksik
giydirmeliyiz baştan ayağa baharı
bilirsin sevgilim
bilirsin dilimin tatlı şaşkınlığını
yarı aralanmış yüreğimden sızana kadar amber kokusu
israfilden ödünç alıp sür’unu
en güçlü haykırışımla sesime sürmeliyim adını
sonra şeffaflığına avuç açmalıyım ay yüzünün
yüzün ki en güzel yüz yüzüme dilendiğim
bir çocuk suretinin ak duruluğu
gözlerin simli gümüş kavkının karanlık sulara vuruşu
ebruli balıklar oynaşır gün doğdu sanıp
sesime sürdüm adını
biliyorsun ruhumun saklandığı yeri
kızıl ateş altına çalı çırpı gibi attı kendini
mavi zamanların ay kıyısında kalan parçamsın
sola doğru at adımlarını
yapış yarama sevgilim yama kötürüm yanımı...
EbRu//
Gürkan Beser 06/08/2020 01:59
çok güzel bir eser ve çok güzel bir anlatımdı,yüreğiniz varolsun ,aramıza hoş geldinizEbru Asya Önder 07/08/2020 00:18
teşekkür ederim.... hoşbuldum...Yorum Yaz
Yorum Yazmak İçin Giriş Yapınız